Psikanalitik Dersler serisinin ilki olan KAYGI kitabı kaygıyı bilinçdışı arzunun hem gözle görülmeyen hem de çok açık olan bir tehlike sinyali olarak yorumlar.
Sonuçta, kadın aşk ekseninde kaygılanır, erkek ise arzu ekseninde. Ancak şu da eklenmelidir: Kadın ya da erkek, aşk talebinde bulunan herkes kaygıya maruz kalma riskini taşır.
KAYGI KONUSUNDA BİR “ÇEMBER” VARDIR
Dış dünyanın tehditlerine karşı çocuk, ebeveynlerinin gösterdiği bakım tarafından korunur, ancak bu güvenliğin bedeli, onu dış dünyanın tehlikelerine karşı savunmasız bırakacak olan sevgi yitimine dair duyulan kaygıdır. (Freud)
Yani: Ebeveynlerim beni çocukken dış dünyanın zararlarından korur – bu paha biçilmez bir yardımdır. Ama böylece, bu koruyucu varlığa bağımlı hale gelirim. Peki, beni ebeveyne olan bu bağımlılıktan doğan kaygıdan kim koruyacak? Gerçeğe dair bir kaygıyı yitiren kişi, onun yerine daha incelmiş ama özünde çok daha acı verici başka bir kaygıyı kazanır – bu kez meselenin merkezinde sevgi vardır.
Böylece, sevgi yitiminin doğurduğu kaygının içselleştirilmesi tamamlanmış olur.