Olumsuzlamadan Dürtüye
Hegel ile psikanaliz arasındaki bağ şurada yatar: Asla psikolojik olmayan, net anlamıyla bir öz-bilinç psikanalize göre bir nesnedir konumumun farkında olmadığım yanlışlığını açığa vuran bir tik, bir semptomdur o. Örneğin, yanlış bir şey yaparım ve onu yapmaya hakkım olduğunu kendime bilinçli bir şekilde söylerim; gelgelelim, bana esrarengiz ve anlamsız gibi görünen kompülsif bir edim, ben farkında olmadan, suçumu “kaydeder”, suçumun bir yerlerde işaretlendiğine tanıklık eder.
- Slavoj Žižek
Hegel’in “soyut olumsuzlama” Freudcu “Bu, benim olmadığım şey” cümlesiyle uyum içindedir. (Örneğin, “Ben seni aşağılamak isteyen kişi değilim.”) Hattâ diyebiliriz ki, her iki durumda da, bir Belirli Varlık’ın olduğu şey, belirlenimi için olmadığı şeye bağımlıdır. … Kısa yoldan söylersek: Olmadığım, olmadığımı söylediğim şey, beni yalnızca olumsuz olarak değil, aynı zamanda doğrudan, kendi gücüyle de belirler. Bir bakıma, olmadığımı söylediğim şeyin kendisiyim.